Ne olursa olsun yaşamak zorundayım!
Öldüm ve romantik bir romanda kötü karakterin bedenine girdim! Beni bekleyen tüyler ürpertici kaderden kaçmak için yaptığı hataları düzelttim ve hatta nişanlandım. Bundan alnımın akıyla sıyrılmış olmalıyım ama kadın kahraman ortaya çıktığından beri tuhaf şeyler olmaya başladı. Nişanlısı neden beni rahat bırakmıyor?

İmparatorluğun, kukla kadın İmparatorunun, onu tahta çıkaran büyük dükle bir bağı vardır.
Gündüzleri, dük onun sağlam siyasi müttefikidir; geceleri ise, kadının boyun eğmez efendisi olur.
Güç, sadakat ve çarpık sevginin tehlikeli ağında, ikilinin aşkı bağlılık ve yıkım arasında gidip gelir.

Üniversite öğrencisi Lee Yeoun, her gece geç saatlere kadar çalışıp son trene binmek zorunda kalır. Fakat bu rutin, yalnızca yorgunluk değil, aynı zamanda kalp çarpıntısıyla da doludur. Çünkü her seferinde, gitarını sırtlamış gizemli bir kadın olan Shin Haein’le karşılaşır. Tesadüf mü, kader mi bilinmez; ama bu iki yabancı, aynı indie müzisyeni — “Long Afternoon” — sevdiklerini keşfettiklerinde, aralarındaki mesafe yavaş yavaş kapanmaya başlar. Her gece raylar aynı, ama kalplerin yönü değişiyor. Bu hikâye, sessiz bakışların, ortak şarkıların ve son trenin içinde filizlenen bir aşkın öyküsüdür.

Bir gün, benim için kardeş gibi olan bir arkadaşım kocamın çocuğuna hamile olduğunu itiraf etti. “Beni tebrik et, Ariana.” üzülmek yerine yüzsüzce kutsanmayı talep eden bir arkadaş. “Saçma sapan konuşma. Boşanmanın bir seçenek olduğunu mu düşünüyorsun?” bunu diyen ise mantık evliliği sonucu Kont olan utanmaz bir koca.
Ailenin borçlarını halletmek için stratejik bir evlilik seçmeme rağmen, bu evlilik için çok çalışmıştım. “Hiç düşünmeden boşanmak tek seçenek”. Sorun, kocamla yaptığım evlilik sözleşmesi. Eğer boşanma davası açarsam, cezası 500 milyar won! Tüm parasını kültürel varlıkların dışarıya akmasını engellemek için harcayan babamdan bana miras kalan tek şey, güzel şeylere değer biçebilen bir göz. Olağanüstü bir boşanma stratejisi gerektiren bir an bu!
“Sadece bekle, Rowen. Zavallı hayal gücünün bile hayal edemeyeceği bir şekilde düşeceksin.”

Mutlak Hüküm:[Absolute Dominion]
”Jianghu benim olacak!” der sol elinde Kılıç Hükümdarı’nı ve sağ elinde Cehennem Kılıcı’nı bulunduran meyve tüccarı. Sadece tatlı dilli olması yetmezmiş gibi bir de üstüne üstlük aşırı güçlü dövüş sanatları var, nihai hedefi ne olabilir acaba? Dövüş sanatçılarının dünyasını ele geçirmek isteyen yirmi yaşındaki genç Jeok Leegeon’un hikâyesi başlıyor!

Ejderha savaşını durdurup kıtayı kurtardıktan sonra emekli olan 9. seviye bir büyücü. Başka bir dünyada yeniden doğmuş ve artık tek istediği şey sakin bir hayat sürmek. O da köyün bir köşesinde küçük bir restoran açmaya karar veriyor. Ama bu “sakin hayat” hiç de hayal ettiği gibi gitmeyecek.
Restoranın ikinci katında, Kadın formunda açgözlü ama bir o kadar sevimli ve sadık bir kara ejderha yaşıyor: Lurin. Ne yazık ki insan dünyasına dair pek bir fikri yok. Yine de bu ikili birlikte hem müşterileri ağırlıyor, hem sorunları çözüyor hem de bahçede menekşeler yetiştiriyorlar.

Bir zamanların güçlü kralı her şeyini, ailesini, aşkını, gücünü kaybeder ve kendisi için dünyalara bedel tek kişiyi koruyamadan ölür. Mucizevi bir şekilde 10 yıl öncesine gönderilen kral, ikinci bir şans elde eder. Tarih hâlâ yazılmamışken, kadını ne pahasına olursa olsun korumaya yemin eder… ve belki de bu sefer kalbindekileri itiraf eder.

Bir iblisle yaptığı aldatıcı anlaşma yüzünden şansı tükenen ‘Dokyung’, sefil varoluşundan dolayı umutsuzluğa kapılır. Bir anlaşma yoluyla kurtuluşunu anlatan bu fantastik hikâyeye, umutsuzlukla beslenen başka bir iblis, ‘Hwamyung’ da katılır. Çaresizlik dolu bir hayata hapsolan Dokyung. Her şeyi sonlandırmaya karar verdiği anda, iblis Hwamyung araya girer.
“Bu da ne? Hayatım burada sona ermeliydi… Neden beni kurtardın?”
“Ölme. Keyfim öyle buyurdu.”
Kendini umutsuzluğun iblisiyle yapılan bir sözleşme içinde bulan Dokyung, yerle bir edilmiş hayatını geri kazanabilecek mi?

Bir milyondan fazla abonesi olan, zehir ve zehirli böcekler konusunda uzman olarak ün yapmış popüler yayıncı Karınca Çiftliğim, kaderin beklenmedik cilvesiyle karşı karşıya kaldı. Afrika’da yerel çekim sırasında, bir kara mamba tarafından ısırılınca hayata gözlerini yumdu ve dövüş sanatları dünyasında uyandı.
Ormanın derinliklerinde zehirli böcekler yetiştiren yayıncı, zehir sanatlarındaki yetenekleriyle ünlü Sichuan Tang Klanının dikkatini çekince Sichuan Klanı, yetenekli yayıncıyı kendi saflarına katmak için çabalamaya başlamıştır.
“Gel ve klanımıza katıl.”

Ölümsüzlerin dünyasına düşen yedi kişi vardı. Her biri, söz konusu alemde kendi kutsanmış yetenekleriyle gelişip serpiliyor gibiydi…
…yedi kişi arasında güç göstermeyen tek kişi olan Seo Eunhyun hariç.
Aslında sonsuz bir gerileme yeteneğine sahipti, ama bu bir lütuf değildi. Bir lanetti.
Böylece Seo Eunhyun’un bitmek bilmeyen gerilemesinden kurtulmak için verdiği çaresiz mücadelenin hikayesi başlar.