Her işte azimli ve tutkulu bir öğrencilik hayatı geçiren üniversite birinci sınıf öğrencisi “Kim Da İn”; dersler, arkadaşlıklar ve kusursuz bir CV için her şeyin sorunsuz ilerlediği mükemmel bir kampüs hayatı düşler.
Ama işler düşündüğü gibi ilerlemez. Çünkü okula, kendisiyle aynı isme sahip ama “dış görünüşünün yanı sıra kişiliği de neredeyse mükemmel” olan Kang Da İn ile başlar. Bu durum, ona hayatının en büyük utancını yaşatır.
Üstüne bir de, “kusursuz görünüşe sahip olmayı hayal eden” Nam Bo Yeong ile vakit geçirmeye başlar. Böylece hayalini kurduğu kampüs günleri, umduğundan çok daha farklı ilerler.
Acaba Da-in, planladığı gibi mükemmel bir gençlik geçirebilecek midir?
“Mükemmel benliği” arzulayan gençler için kusursuz kampüs hikâyesi başlıyor!

İmparatorluğun, kukla kadın İmparatorunun, onu tahta çıkaran büyük dükle bir bağı vardır.
Gündüzleri, dük onun sağlam siyasi müttefikidir; geceleri ise, kadının boyun eğmez efendisi olur.
Güç, sadakat ve çarpık sevginin tehlikeli ağında, ikilinin aşkı bağlılık ve yıkım arasında gidip gelir.

Ne olursa olsun yaşamak zorundayım!
Öldüm ve romantik bir romanda kötü karakterin bedenine girdim! Beni bekleyen tüyler ürpertici kaderden kaçmak için yaptığı hataları düzelttim ve hatta nişanlandım. Bundan alnımın akıyla sıyrılmış olmalıyım ama kadın kahraman ortaya çıktığından beri tuhaf şeyler olmaya başladı. Nişanlısı neden beni rahat bırakmıyor?

Değersiz bir aşk romanındaki kötü kadın ‘Ophelia Regen‘ oldum.
Kahramanların entrikalarına kanmadan ve acınası bir sonla karşılaşmadan önce, acele edip Ophelia’nın kocası Slyvester Regen’den boşanmak ve özgürlüğe giden yolu bulmak istiyorum. Ama koyduğu şartlar çok saçma. “Ophelia, boşanmak mı istiyorsun? Veliaht prensi kazanmaya çalış.” Orijinal kadın karakter oradayken onu nasıl etkileyebilirim ki?
Ayrıca orijinal hikayede, adam Ophelia’yı öldürüyor!
Ama yine de başarılı bir boşanma için bunu başarmak zorundayım!
Benden bir sinekten daha çok nefret eden bir veliaht prensi nasıl baştan çıkaracağım?

Balolar, operalar, astarlı ipek elbiselerin içindeki harikulade hanımefendiler, uşaklar, genç efendiler, aşk, şampanya, Paris gün batımı, müttefikler, komik latifeler ve hoş yürüyüşler. Schubert Valsları, Hint çayları, derin şiirler ve yabancı bakışların üzerindeki tesiri.
Tüm bu yeniliklerin içinde kendini nasıl bulabilirsin?
Kendi benliğini nasıl kaybetmezsin?

Gözlerimi açtığımda hapishanenin en gözde köpeği olmuştum?!
Bir kitabın dünyasında yeniden doğmuş olmalıyım ama… Durun, bir dakika.
Hikaye başlangıcından on yıl önce burada yeniden doğmanın ne anlamı var?!

Zihin kılıcını çekebilenlere “savaşçı” denir.
Ellon, bir savaşçı olmak için yola çıkar,
ancak hayal ettiği savaşçılar, gerçekte sadece acımasız öldürme makinelerinden ibarettir.
Ellon, bu sert gerçekliği aşıp gerçek bir savaşçı olabilecek mi?

Yeniden doğduktan sonra Sayi, üvey annesinin kontrolünden kurtulmak için ant içer.

Bir zamanlar imparatorluğun zirvesinde yer alan büyük Lombardi ailesi, aile reisinin ölümünün ardından çöküşe geçer. Ailenin ve yarı Lombardi, yarı köylü olan Frientia’nın kaderi, beceriksiz ve zalim kuzenlerinin elinde mahvolur. Ancak Frientia, yedi yaşındaki haliyle yeniden hayata döndüğünde, bu sefer her şeyi değiştirmeye kararlıdır. Büyükbabası Lulac’ın güvenini kazanmak ve babasının ölümünü engellemek için var gücüyle çalışmaya başlar. Bu hayatta başarılı olmanın tek bir yolu vardır: Lombardi ailesinin reisi olmak!

Yeniden doğuş sadece zirveye ulaşmanın başlangıç noktasıdır. İzinsiz giriş mahzeni, dövüş sanatlarının yükselişi.
Ana karakterimiz Fang Ping kendi dünyasına benzer, paralel bir dünyaya 10 yıl geçmişe gider ve burada dövüş sanatları tüm dünya için önemli ve parlak bir gelecek için gereklidir.
Acaba Fang Ping sevimli kız kardeşini ve ailesini geçindirmek için güçlü bir dövüş sanatçısı olabilecek mi? yoksa engellerini aşamayıp yenik mi düşecek..?